Page 42 - BeeLife13
P. 42

Dünyada Müzeciliğin Gelişimi:


                                                               Müzecilik, Batı toplumlarında koleksiyonların
                                                               kamulaştırılmasıyla, 18. yüzyılda gerçekleştirildi.
                                                               Toplumun büyük bir kesimi tarafından
                                                               görülemeyen ancak özel izinlerle girilebilen devlet
                                                               koleksiyonları bile özel koleksiyon olmaktan öteye
                                                               gidemiyordu. Vatikan Müzeleri gibi kurumlar bile
                                                               ancak yılda bir kez, Paskalya Yortusu öncesindeki
                                                               cuma günü halka açılmaktaydı. 19. yüzyılda
                                                               müzecilikte atılımlar yaşandı ve Müzeografi
                                                               bilim dalı olarak kendini göstermeye başladı. Yine
                                                               19. yüzyılda etnografik ürünlerle güzel sanatlar
                                                     VAROLUŞUNDAN
                                                               birbirinden ayrıldı. 1880’li yıllarda müzelere bireyi ve
                                                             BUGÜNÜNE MÜZE KAVRAMI
                                                               toplumu geliştiren bir misyon yüklenerek müzelerin
                                                               eğitim ortamı olarak kullanılması gündeme
                                                               geldi. 1950’lerde eğitim bilimlerinde yaşanan
                                                               gelişmelerde, öğrencinin araştırarak kendisinin
                                                               bilgi üretmesi gerektiği vurgulandı. Sonuç olarak
                                                               müzeler, laboratuvarlar ve kütüphaneler önem
                                                               kazanmaya başladı. Yine 1950’lerde müzeler
                                                               toplumu eğlendirecek ve eğitecek tarzda
                                                               koleksiyonlarını kullanmaya başladılar.

                                                               Türkiye’de Müzeciliğin
                                                               Tarihsel Gelişimi:



                                                               Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra devlet
                                                               memurluğundan ayrılan Osman Hamdi
                                                               Bey, 1881’de Müze-i Hümayun (İmparatorluk
                          Müze, sanat                          Müzesi) müdürü Anton Dethier’in ölümü üzerine
               eserlerinin saklandığı                          padişahın şahsi emri ile müze müdürlüğüne
                                                               atandı. Müze-i Hümayun müdürü olarak ilk işi eski
                ve insanların bunları                          eserlerin yurt dışına götürülmesini yasaklayan
               görüp faydalanmaları                            bir tüzük hazırlamaktı. Yürürlükte bulunan 1874
                   için özel binalarda                         tarihli “Asar-ı Atika Nizamnamesi”ni 1883
               sergilendiği yerlerdir.                         yılında yeniden düzenledi ve yürürlüğe
                  Müze kelimesi eski                           soktu. Bu yeni düzenleme ile Batılı ülkelere
                                                               Osmanlı topraklarından eski eser kaçırılmasını
                Yunanca’da “bilimler                           önledi. Osman Hamdi Bey, müze müdürlüğü
              tapınağı” manasındaki                            sırasında ilk Türk bilimsel arkeolojik kazılarını
                          “Mouseion”                           başlattı. Yaptığı kazılarda bulduğu antik eserler
                         kelimesinden                          arasında arkeoloji dünyasının başyapıtlarından
                   gelir. Dünyada ilk                          sayılan İskender Lahiti de bulunuyor. Osman
                                                               Hamdi Bey, kazılar neticesinde artan eserleri
                      müze, milattan                           sergileyebilmek için yeni bir bina arayışına girdi.
                 önce üç yüz yılında                           Eserler, Aya İrini’den sonra Çinili Köşk’e taşınmıştı
               İskenderiye‘de birinci                          ancak burası da yetersiz gelmekteydi. Devrin
             Ptolemaios zamanında                              yöneticilerini ikna ederek bugünkü İstanbul
                         kurulmuştur.                          Arkeoloji Müzesi binasını inşa ettirdi. Üç aşamada
                                                               tamamlanan müze binasının ilk kısmı 1899’da,
                                                               ikinci kısmı 1903’de, üçüncü kısmı 1907’de ziyarete
                                                               açıldı. Müzenin içine fotoğrafhane, kütüphane,
                                                               modelhane yaptırdı. Tüm bu çabaları, onu
                                                               çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusu yaptı.

      42
   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47